Davutoğlu Bahçeli'yi yerden yere vurdu

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Denizli Merkezefendi’de partililer ve seçmenlerle buluştu. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı

tehditlere de cevap veren Bahçeli'nin 'Bu hainler alsalar alsalar ağırlaştırılmış müebbet ceza alırlar ya da vücutlarına mermi alırlar' sözleri için Davutoğlu,

"Dün Bahçeli için kara gündü. Bu açık tehdide sessiz kalan Erdoğan için de kara gündür. Buradan sesleniyorum germeyin bu toplumu Trump gibi parlamento

basmaya heves etmeyin" şeklinde cevap verdi. İşte Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle: Bir ülkede ekonominin ayağa kalkması için olmazsa olmaz

şartlar var. Bir tanesi hukuk. Hukuk ve mülk güvenliğinin olmadığı bir yerde ekonomide herhangi bir atılım yapma gücünüz olmaz. Hukuk, sözleşme,

mülkiyet güvenliği ekonominin oksijenidir. O oksijen olmadı mı bugün Türkiye’de herhangi bir konuda kendini rahatsız hisseden, attığım sözleşme

imza dolayısıyla ileride başıma hiçbir iş gelmeyecek diye iş adamı neredeyse yoktur. Bu güveni duyamıyorlar. Her gün suç ortaklarının birer birer

açıklamalarını görüyoruz. En kuvvetli ortaklık suç ortaklığı derler ama pasta paylaşımında kavga çıktı mı birer birer dökülürler. Siyasi ahlak yasalarının

oturmadığı ekonomi siyaset bağlantısının yolsuzluklar üzerine inşa edildiği bir yerde de asla ekonomik düzen olmaz. "Düşüncesi fikriyle kimse

yargılanmayacak" Açık ve net ekonomiyle nefes alacak şekilde bütün yasaklar kalkacak. Özgürlükler gelecek. Düşüncesi fikriyle kimse yargılanmayacak…

Bundan sonra bizi de protesto edebileceksiniz yönetenleri yani. İkincisi kutuplaşma bitecek kucaklaşma gelecek. Dün Maltepe mitinginde bütün siyasi

liderler konuştu. Ama benim için aynı bir anlamı vardı. Ben aynı mekanda 2015’te yüzbinlerce AK Partili seçmenlere hitap etmiştim. Aynı şeyleri

söylemiştim. O zamanda siyasi ahlak ve özgürlükler demiştim. Şimdi soruyorlar ‘niye ayrıldınız?’ ben değişmedim onlar değişti. Ben ilkelerimden

taviz vermedim onlar verdi… İzmir Belediye Başkanımız Tunç Soyer İzmir İktisat Kongresi’ndeki konuşmamdan sonra şunu söyledi, ‘Sayın başbakan

biz birbirimizi hiç tanıyamamışız’ evet arkadaşlar tanıyamadık. Tanımamız engellendi. Mahallerimize çekildik… Tanıma vakti. Tanıyacağız.

"Gemileri yakmadıkça siyasete ahlak gelmez" Bakın bunlar niye bırakamıyorlar. Niye ‘kaybetsek bile bırakmayız’ diyorlar. Çünkü kalktıklarında

gerideki miraslarından korkuyorlar. Bıraktıkları enkazdan korkuyorlar açılacak dosyalardan korkuyorlar. Amerika’daki New York’taki dosyalarından

korkuyorlar. Mal varlığı dosyasından korkuyorlar. Biz yörük çocuğuyuz ne yurtdışında 1 sentimiz var ne Türkiye’de servetimiz var. Başımız dağlar

kadar, Toroslar kadar dik her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Meydan okuyan da gelsin okusun. Bunu demedikçe siyasete ahlak gelmez.

Gemileri yakmadıkça siyasete ahlak gelmez. 2015’te koalisyon kurmuş olsaydık ben başbakan, sayın Kılıçdaroğlu başbakan yardımcısı olacaktı.

Aradan 8 sene geçti. Şimdi o cumhurbaşkanı ve ben cumhurbaşkanı yardımcısı olmayı kabul ediyorum ve bunda gurur yapacak bir şey de görmüyorum.

Biz kendi nefsimizi aşamazsak bu ülkeyi düzeltemeyiz. Gelecek nesillere örnek olamayız. "Sen önce yabancı bankalardaki tuttuğun paraların

hesabını ver" Masa dağılmayıp ittifak genişleyince bu sefer baktılar ki Erdoğan, Bahçeli ikilisi yetersiz kalıyor. Yamalı bohça gibi ittifaklarına alelacele

yeni ittifak unsurları kattılar. DSP, HÜDA-PAR; Yeniden Refah Partisi vesaire… İlla altıyı bulacaklar ya bize yetişmek için ama fark şu bizim her

şeyimiz yazılı. Onların hiçbir şeyi yazılı değil bu da tutmayınca hakarete, ithama başladılar. Sonra da dünkü Bahçeli’nin konuşmasıyla tehdit

aşamasına geldiler. İktidarı kaybedecek olan önce muhatabına hakaret eder… Sen önce yabancı bankalardaki tuttuğun paraların hesabını ver.

Bunu söyleyince de bana karşı dava kazandığını söylüyor. En kolay davayı bunlar Türkiye’de kazanır, çünkü bir telefonla işlerini hallediyorlar.

Bana dava açacağına Hollanda basını senin 26 milyar dolar servetinin Hollanda bankalarında olduğu yazdı. Git onlara dava aç, yüreğin yetiyorsa…

Hollanda yargısına talimat veremeyeceksiniz tabi. 15 Mayıs’tan sonra şerefli Türk yargısına talimat veremeyecek. Deniz Yücel, Rahip Brunson

gibi bu can bu tendeyken teslim etmeyiz dedikleri gibi sonra teslim ettikleri gibi de olmayacak. Şimdi bunlar bize millilik deresi veriyorlar…

Allah aşkına topunuz mermi olsanız ne yazarsınız ya" "Ya bir de şu söze bakın garabete. Efendim biz Kandil’den talimat alıyormuşuz onlar

Allah’tan talimat alıyormuş. Bir Müslüman ben Allah’tan talimat alıyorum der mi ya. Hazreti peygamberle birlikte Allahü Teâlâ’nın haber gönderdiği

başka bir kul yoktur. Sen kimsin de Allah’tan talimat alıyorsun ve nasıl alıyorsun. Bunu FETÖ yapıyordu FETÖ. Bize dinimizi öğretmesinler,

biz onlara İslam’ı da öğretiriz tarihi de insan olmayı da öğretiriz. İtikadı bozuldu bunların. Çünkü kendilerini insan üstü gördüler. Seçime bir hafta

kala Bahçeli’den bir ses geldi dün. Özellikle buradan kendisine seslenmek istiyorum, biz Millet İttifakı mensuplarını mermiyle tehdit etti. Müebbet

ya da mermi… Allah aşkına topunuz mermi olsanız ne yazarsınız ya. Yeter artık ya. Türkiye’de yabancı bir istilacı yok ama vatan topraklarını

istila edenler var…Bahçeli bizi tehdit etmiş. Bu geri tepecek millet bunu görür. Tarih 1961, 27 Mayıs olmuş. Demokrat Parti yargılanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilecek. Ali Fuat Başgil, İstiklal Savaşı’nda bulunmuş kahraman bir insan. Cumhurbaşkanlığına aday olması

söylenir. Ve o sırada Ankara’ya çağrılır. Görüşmede masanın üzerine bir subay 27 Mayıs darbecisi tabanca koyar, çekileceksiniz adaylıktan der.

Bahçeli’nin yaptığı budur. Bahçeli’nin yaptığı 27 Mayıs’ın bu yönteminin hortlamasıdır. Ama 27 Mayısçıların tarih önünde yargılanmasından,

millet önüne çıkamamasından farksız bir sonuç beklemiyor Bahçeli’yi. 1983 seçimlerine giderken darbeci Evren, seçimden birkaç gün önce çıktı

Turgut Sunalp’e oy verin dedi. Millet gitti rahmetli Özal’ı seçti. Ya Bahçeli, senin yaşın yetiyor bunları bilmeye de sen dizi seyretmekten fırsat

bulmuyorsun, sen bizim tarihimizi bilmezsin, demokrasi mücadelemizi bilmezsin, bizim milletimizden kopuksun. Ankara’daki evinden çıkmazsın.

Kim gördü seni Anadolu sathında. Osmaniye’ye gittiğimde babasının cenazesine bile gelmediği söylendi. Babasının cenazesini bilemem o ayrı

ama Osmaniyeliler gelmediğini söylüyor senin. Milletten kopuk olanlar millete talimat veremez. Elinizden ne geliyorsa yapın biz korksaydık bu yola çıkmazdık."