- Yazar: Admin
- 31-05-2024
Yükleniyor
Yükleniyor
"MESELE BU KADAR BASİT DEĞİL" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin iktidar ortaklığındaki varlık nedeninin çoğu zaman sadece Süleyman Soylu'nun bakan olarak kalabilmesine ya da onun temsil ettiği anlayışa indirgendiğini dile getiren Bozkurt, işin aslının öyle olmadığını kaydetti: "Bu tarif, en çok doğal olarak Soylu’nun hoşuna gidiyor. Ama mesele bu kadar basit değil. Bahçeli’nin bakanlar içinde en çok önemsediği isim Hulusi Akar’dır. Bu nedenle Soylu’ya sahip çıkacağı açıklamalara bir biçimde Akar’ı da dahil eder. Akar’ın ise MİT Başkanı Hakan Fidan ile birlikte, adının muhtelif açıklamalarda birlikte anıldığı Soylu’dan hoşlanmadığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Nedenini umarım bir ara biz de öğreniriz." Gazeteci, bu sözlerin ardından 15 Temmuz 2016'da düzenlenen darbe girişimi sonrası siyaset sahnesinin perde arkasında yaşananları paylaştı: 'BAHÇELİ UZUN UZUN AKAR'A NEDEN FARKLI MUAMELE YAPTIĞINI ANLATMAYA ÇALIŞTI, AMA OLMADI' "(...) Bahçeli her yıl sonunda geleneksel hale getirdiği kahvaltılarından birisini yapıyordu 2018 yılının aralık ayında. Orada bugüne kadar göreve gelen bütün genelkurmay başkanlarını ziyaret ederek kutladığını ancak Hulusi Akar’a farklı davranarak kutlamakla yetinmeyip hediyeler verdiğini anlattı ve hediyelerin fotoğrafını gösterdi. Bir Türk bayrağı, bir Kuranı Kerim ve altın kaplamalı bir tabanca. Bahçeli uzun uzun Akar’a neden farklı muamele yaptığını anlatmaya çalıştı ama olmadı. Bu simgesel anlamı olan hediyeleri neden verdiğini anlatamadı, anlatamadı dememek lazım aslında anlatmak istemedi ve hayli de zorlandı. Sonunda 15 Temmuz darbe girişimine bağlayıp, 'İyi ki bu hediyeleri vermişim hepsine o gün sahip çıktı' olarak özetlenecek bir cümle kurdu. Ama kafaları da daha çok karıştırdı. Çünkü bu hediyelerin simgesel anlamı çok farklıydı, İttihat ve Terakki’nin yeni üyelerine yemin ettirme töreninin simgeleriydi bunlar, aynı zamanda İttihat ve Terakki’nin bünyesinde kurulan MİT’in öncülü Teşkilatı Mahsusa’nın. 'KARIŞIK OLAN KAFALARI BİR DAHA KARIŞTIRDI' Bayrak masaya serilir bir el Kuran’a bir el silaha konularak yemin edilirdi. Orada açık olarak söylenemeyecek simgeler yani. Oysa Akar’ın dünya görüşü MHP’den hayli farklıydı ve politik olarak pozisyonu da İttihat Terakki’den daha çok Abdülhamid’in yanıydı. Bunu pek çok muhafazakâr gazeteci ve tarihçi ziyareti ve açıklamasıyla da göstermişti. Bir başka ilginç gelişme ise 15 Temmuz sonrasında hediye silahın kısa süre kaybedilmesiyle ortaya çıktı. Silahın kaybedilme ve bulunma hikayesi de Bahçeli’nin açıklamaları kadar gizemliydi. Bahçeli’nin bayrak ve Kuran ile birlikte 'sahip çıktı' dediği silah tam da 15 Temmuz gecesi kaybolup sonra bulunarak başka bir mesaja mı işaret ediliyordu? Doğal olarak biz bilemiyoruz. İş burada da bitmedi, yaklaşık bir yıl sonra Bahçeli kalpaklı bir fotoğrafını paylaşarak karışık olan kafaları bir daha karıştırdı. 'DARBENİN BİR NUMARASI KİM?' 16 Temmuz sabahı darbecilikten mahkûm olan Mehmet Dişli’nin kullandığı helikopter ile Çankaya Köşkü’ne getirilen Akar’ın ilk talimatı Yüksek Askerî Şûra üyesi eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün de oraya getirilmesi oldu. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık bu talimata şiddetle karşı çıktı ve 'Darbenin bir numarası o' dedi. Akar buna itiraz etti, darbecileri ikna etmesi için kendisinin bilgisi dahilinde Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal tarafından aranarak görevlendirildiğini söyledi. Gerginlik arttı. İlginç olan; darbenin bir numarasını, darbe girişiminden saatler sonra siyasetçi olan bakanın bilip Genelkurmay Başkanı'nın bilmiyor olması. Daha sonra da Genelkurmay’ın resmi internet sitesinde Akın Öztürk’ün, tam da Akar’ın söylediği gibi darbecileri ikna etmek üzere orada olduğuna ilişkin bir açıklama uzun süre yer aldı, daha sonra da kaldırıldı bu açıklama. Akar bir daha bu konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmadı, gerginlik yaşadığı Fikri Işık Milli Savunma bakanlığından alındı. Darbenin hemen ertesi günü Erdoğan da görüştüğü ziyaretçilerine hep darbenin bir numarası olarak Akın Öztürk ismini verdi. Ama neden kuvvet komutanlığından alınmasına karşın, alışık olmadık bir biçimde Yüksek askeri Şura üyesi olarak tutulduğunu anlatmadı."
3 Yorum
Yorum bırakın